Hakkımda

İstanbul, Türkiye
Av.Dr. Özcan Günergök

31 Ağustos 2007 Cuma

Hayatı Paylaşmak Bir Ömür Boyu...




Kırklareli-İstanbul yolunda Pınarhisar'ın Poyralı Köyünü geçtiğimde bu yaşlı çifte rastladım. Fotoğraflarını çekmek için müsaade istedim. Anadolu insanının sıcaklığını burada bir kez daha hissettim. Arabayı bir çift eşek çekiyor. Yaşlı amca önde, nine de araba üstünde köyüne doğru ilerliyor. D-100 yolu üzerinde kazaya sebebiyet vermemek için kısıtlı sayıda fotoğraf çekebildim.

30 Ağustos 2007 Perşembe

Didim-Taşburnu -farkli bir kare-


Daha önce Didim-Taşburnu fotoğrafına yer vermiştim. Bu kare de farklı bir kadrajla aynı yerde çekildi. Burada yaşamayı isterdim doğrusu...

Çömlekçi Salim Usta


Taksim'deki fuarda fotoğrafını çektiğim bu çömlek ustası Bilecik'li Salim Yaşar. Vietnam'dan davet almış ve orada beş yıl boyunca çömlekçi yetiştirmiş.

Semerci Muzaffer Usta


Bu fotoğraf da Taksim'deki fuarda çekildi: Aydın'lı semer ustası Muzaffer Özsır. İlerleyen yaşına rağmen sanatını devam ettiriyor.

Bakırcı M. Akif Usta



Taksim'de Beyoglu Belediyesi ve Kultur Bakanligi isgbirligi ile fuar duzenlenmis. Anadoluda el emegi ile calisan sanatkarlara stand acilmis. 06.09.2007 tarihine kadar fuar acik kalacakmis. Fuarda cektigim fotograflardan biri: Urfa'li M. Akif Kulekci usta.Usta teknolojiyi de yakindan takip ediyor. Yaninda bir laptop var. Tanitici cdler hazirlatmis. web siteleri dahi var: www.kulekciler.com

28 Ağustos 2007 Salı

Geceleyin Otoban -Acıbadem Köprüsün'nden-




Hızla geçen araçlar sadece birer ışık olarak görülüyor...

KARDEŞ

Ansızın bir ateş topu düşer yanı başıma
Yakar içimi, dağlarcasına kor alevi
Anlarım bir parçam varmış dışımda
Taşıdığım gövdeden ayrı, biraz uzakta

Farklı zamanlarda beni doğurmuş anam
Farklı ad koymuşlar bana her defasında
Bir ağaç imişim, ayrı meyve salınır her dalında
Düşmeye görsün biri, titrer ardından diğerleri

Kuralı mı değişti matematiğin, sayıyorum
Görüyorum ki, sekiz bir ediyor, bir sekiz
Kitaplar karıştırıyor, bilgelere soruyorum,
Çözüyorum tılsımı: çünkü biz sekiz kardeşiz...
29.02.2000 Kadıköy 17:29
Özcan Günergök

Beyaz

Buluttan beyazdı
Görünce çamura düşenleri
Yardımlarına uçuverdi
Çekip kurtarıverdi
Çırpınan çaresizleri
Çamurlandı,
biraz beyazdı
Derken bakınıverdi kendine
Ve Silkinip,
dalıverdi maviliğe,
Martı yine bembeyazdı...
Kadıköy - 14.03.2000 16:05
Özcan Günergök

27 Ağustos 2007 Pazartesi

Didim-Taşburnu


PİŞMAN OLMAYACAĞIZ

Pişmanlık duymayacaksın asla
Ne sevdiğine delicesine,
ne gözyaşlarına sellercesine
Uzanacaksın bir ağacın altında
Kayıp hatıraları özlercesine
Yitirilmiş sevgiliyi beklercesine
düşler kuracaksın kavuşma üstüne
Zaman bu, ayrılığı dokuyacak
Seni, beni bitirircesine
Ölümü istetircesine
Dünya üstümüze varacak
Buna aldırmayacağız
Ve asla pişman olmayacağız
Biz sevdiğimize...
01.06.1999 İstanbul 02:18
Özcan Günergök

26 Ağustos 2007 Pazar

Sular Çekilince


Ömerli Barajı Gölünde sular çekildiğinde bir zamanlar su altında kalan ağaçlar tekrar gün yüzü görmeye başlamış. Biraz egoistçe olacak ama, umarım bir an önce tekrar sular altında kalır...

Toprak Suya Hasret Kalırsa


Bir zamanlar baraj sularına ev sahipliği yapardı. Şimdi suya hasret...

Susuzluğun Resmi


Ömerli Barajı Gölü'nde sular çekilmiş, toprakta çatlaklar oluşmuş, bir zamanlar gölün sularında kaderine terkedilmiş emektar sandal eski dosta uzaktan bakıyor...

Baraj Gölündeki Mezarlık -Emirli'ye Doğru-


Mezarlığın suyun olduğu taraftan Emirli Köyü yönüne doğru görünümü.

Mezarlıktan Bir Görünüm


Baraj Gölündeki Mezar


Baraj Gölünün içinde mezar görmek tuhaf bir duygu. Kenarda bazı kişiler hafta sonundan istifade balık tutuyordu.

Ömerli Barajı Altında Kalan Mezarlık


"Ömerli Barajı'nda suların 50 metre çekilmesi 1972 yılında sular altında kalan 400 yıllık Osmanlı mezarlarını ortaya çıkardı" diye bir haber okumuştum. Bugün amatör fotoğrafçı arkadaşım Şaban Uluca ile Ömerli Barajı Gölü'ne gittik. Susuzluğun ne boyutlarda olduğunu gözlerimizle gördük. Sular çekilince eski mezarlık ortaya çıkmıştı. Bir yerde hata mı yaptık bilmiyorum ama sarıklı başlı Osmanlı mezar taşları göremedik. Birileri sular tekrar yükselince su altında kalmasın diye kaldırmış mı bilemiyorum. Burada mezarlıkta çektiğim fotoğraflara yer vereceğim...

25 Ağustos 2007 Cumartesi

Hiroşima

Hiroşima'yı düşündüm bugün
Dalga dalga yayılan ölümü
Evlere dönüşü
Dönemeyişleri
Sevgilileri
Artık sevemeyişleri
Öyle ya
Ölüler sevemez ki

Hiroşima'yı düşündüm bugün
Nereden düştüyse aklıma
İnsanları düşündüm
İnsan olanları
Bedeni insan olanları
Kalp taşıyanları
Kalbi sadece taşıyanları

Hiroşima
Ne ilk kurbanı uygarlığın
Ne de sonuncusu
Hiroşima
İnsanlık ayıbı

Üzerine ölümü yağdıranlar
İnsan mıydılar
Duyguları var mıydı
Elleri
Ayakları
Kalpleri
Yani ne bileyim sen gibi ben gibi

Bebeler uykuda
Çocuklar oyunda mıydı
Sana kıyanlar insan mıydı
Hiroşima
Acını dindirecekse
Vazgeçtim insan olmaktan...

Affet bizi Hiroşima
Esatpaşa - 29.01.1999 18:04
Özcan Günergök

Güvercin -Uluabat Kuş Cenneti-


İzmir-Bursa yolunda yolun hemen sağ tarafında "Uluabat Kuş Cenneti" tabelasını görebilirsiniz. Tatil dönüşü buraya uğradım. Güvercin, tavus kuşu, ördek, hindi, horoz, tavuk vs. aklınıza ne gelirse bir çok kanatlı havyan vardı. 2 YTL giriş ücreti karşılığında burada gezebilirsiniz...

24 Ağustos 2007 Cuma

TRAFİK –çocuklarımıza bunu yaşatmaya hakkımız yok-

O an,
en büyük arzusu
Doyasıya sarmalamak
Gül kokuşlu yavrusunu
bağrına basmaktı
Genç adamın.

Gecenin sessizliği
ölüm kavşağında
ansızın yırtıldığında,
Uzaklarda,
Gül kokuşlu
Gül yüzlü,
Gülen bir melek
babasını bekliyordu
elinden düşürmediği
oyuncak arabasıyla…

02.05.2007
Ankara-İstanbul yolunda
Özcan Günergök

HAYAT BÖYLEDİR

Kimi bir sevda
ardından koşar da
Leyla’ya varamaz.
Kimi kaçar
Sevdadan da,
Ardı sıra Leyla kovalar.

Kimi doymaya
bir dilim ekmek arar da,
karnına taş bağlar,
Kimi açlığı bilmez
Sofraya el uzatmaya
kuş sütü arar.

Adalet mi umarsın
Şu kurtlar sofrasında.
A benim kınalı kuzum
öğrenirsin zamanla,
hayat böyledir dünyada…
08.05.2007 Ankara-İstanbul
Özcan Günergök

YAVRUMDAN ÖĞRENDİĞİM

Roller biçilmiştir,
Sana düşen oynamak,
arzun nedir sorulmaz
gelmek ister misin dünyaya.

Hayat bir film
Kimi uzun metraj,
Kimi kısa,
Döner sürekli aynı makara.

Zifiri karanlığın ardından
Gözlerimi açtığımda dünyaya,
oğul olmuştum babama.

Ve sen,
Guruba yakın gözlerini açanda,
Ey sevgili melek
Bu kez bendim baba.

Baba öğretir
Evlat öğrenirmiş
Hayat böyle sürermiş
Böyle öğretildik yıllarca

Büyükler de öğrenir,
Ey sevgili çocuk,
senden öğrendim
Nasıl olurmuş bir baba…
10.05.2007 İzmir-Didim
Özcan Günergök

ASİLİK

Varın asi deyin bana
Umurumda mı sanki
Hem nerden bilesiniz
Asilikte asalet
Asalette asilik var
18.08.1999 İstanbul 17:21
Özcan Günergök

23 Ağustos 2007 Perşembe

FARKLILIK

Düşün ki
Bir sabah uyanmışsın
hemfikir seninle tüm dünya
doğru, yanlış, güzel, çirkin
Gördüğün her şey aynı,
"Farklılık" lügatlarda tozlanmış
nostaljik kavram

Düşün ki
herkes aynı
Kimsenin diğerinden bir farkı yok
Fikirler aynı, bakışlar aynı
Ne tez, antitez, ne sentez
Solunum bile artık fotosentez...

Baksana güller bile çeşit çeşit
Sarı, kırmızı, beyaz
hepsi de gül, neden, düşün biraz.
Hem neden türlü türlü ağaçlar
Yetmez miydi ağaç niyetine bir tek çam,
Ne hoş huzur veriyor değil mi çınar...
Bir de söğüdün gölgesinde
Cennetten ödünç saatler yaşamak var

Unutma
Tonlar çeşit çeşit gökkuşağında
Cümlesine beyaz diyorlar
Ben, sen, o, biz, siz onlar,
Cümlemize insan diyorlar...
26.09.1999 İstanbul 20:39
Özcan Günergök

22 Ağustos 2007 Çarşamba

Sincap


Bu fotoğrafı Mustafakemalpaşa yakınlarında çektim. Bir anda yolda sincap görünce alelacele fotoğrafını çekmeye çalıştım. Sincap'ı çok net çekememiş olsam da bu fotoğraf benim için güzel bir anı oldu...

Kayınvalidemin Çiçekleri


SULTANIM!

Şahsıma layık gördüğünüz
Paha biçilmez o görkemli sarayınız
Hazinesi ve tüm uşaklarıyla sizin olsun
Hani var ya,
Alaycı bakıp da hor gördüğünüz
Sahildeki o balıkçı kulübesi
Ve hürriyete hami sonsuz mavilik
Özgürlüğe aşık martılara mekan
Ne yapsa etse de
Bendeniz olamayan şu asi adama
bir küçük dünya olsun.
11.08.1999 Teşvikiye 13:51
Özcan Günergök

SONBAHAR

Seni korkutmasın
Hüzün verse de
yere düşen sararmış yapraklar
Gelecekse, başım gözüm üstüne
Tufan misali yağmurlar

Seni aldatmasın
Her yanı matem bürüse
rüzgara yenilip de koparılsam dalımdan
Ve yağmur sularıyla bir meçhule yol alsam

Bilesin yine de bitmem
Umudum kardeş olmuş isyanıma
Ben her bahar yeniden doğarım...
04.09.1999 İstanbul 01:17
Özcan Günergök

19 Ağustos 2007 Pazar

Ömer Amca'nın Gülleri


Bu fotoğrafı Didim Parlamenterler Sitesinde Ömer Amcanın bahçesinde çektim. Daha net çıkar mıydı bilmiyorum ama gene de paylaşmaya değer...

12 Ağustos 2007 Pazar

Japon Gülü


Kayınvalidemin bahçesindeki çiçeklerden biri: Japon Gülü.

11 Ağustos 2007 Cumartesi

BOYACI ÇOCUK

Sene 1979
İstanbul caddelerinde bir çocuk
Minicik elleri üşüyor
Yüklenmiş ağırca bir sandık
Kayış omzunu kesiyor
Yüreğinden yaralıyor
İstanbul caddelerinde bir boyacı
Gözler ışıl ışılLakin hayalleri yitik

Ve bir amca başını okşuyor
"Al ufaklık, bu senin yıllar önce bir amca vermişti
sana ulaştırmam için"
Elinde kocaman kocaman para
"Almam" dese de cebine bırakılıyor zorla

sene 1999
Erzurum caddelerinde bir çocuk
Minicik elleri üşüyor
Yüklenmiş ağırca bir sandık
Kayış omzunu kesiyor
Yüreğinden yaralıyor
Erzurum caddelerinde bir boyacı
Gözler ışıl ışıl
Lakin hayalleri yitik

Ve bir amca başını okşuyor
"Al ufaklık, bu senin yıllar önce bir amca vermişti
sana ulaştırmam için"
Elinde kocaman kocaman para
"Almam" dese de cebine bırakılıyor zorla

Sene XX kenti caddelerinde bir çocuk
Minicik elleri üşüyor
Yüklenmiş ağırca bir sandık
Kayış omzunu kesiyor
Yüreğinden yaralıyor
X kenti caddelerinde bir boyacı
Gözler ışıl ışıl
Lakin hayalleri yitik

Ve bir amca başını okşuyor
"Al ufaklık, bu senin yıllar önce bir amca vermişti
sana ulaştırmam için"
Elinde kocaman kocaman para
"Almam" dese de cebine bırakılıyor zorla....
16.09.1999 Erzurum-Ankara 15:20 (SİİRT uçağında)

Didim


Balıkçılar muhtemelen ne yapacaklarını konuşuyorlar....

Didim -Dalyan-


Didim'in merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta bir koy burası. Burada gün batımında bir çok fotoğraf çektim. Yakında bundan daha da güzel fotoğraflar blogda yer alacak. Tatil blog için çok verimli geçiyor...

9 Ağustos 2007 Perşembe

Leylek -Uluabat Kıyısında-


Şeker Kızım Uluabat'ın Kıyısında


Cumartesi günü Ahmet Barış dayısıyla Uluabat'ı gezdik. Kızım İrem'in bu fotoğrafı o kadar hoşuma gitti ki, bloga koymaya karar verdim.

4 Ağustos 2007 Cumartesi

HERKES MUTLU OLSA

Dört mevsim güller açsa
Herkes mutlu olsa
Acılı şiir olmaz
Ozanların kaleminden bahar damlardı.

"Dert" sözlüklerden kalksa
Herkes mutlu olsa
acılı roman olmaz
Kahramanlar semada kanat çırpardı.

Dünya hep aydınlık olsa
Herkes mutlu olsa
Güneş batmaz,
Gece yeryüzünü karartmaya utanırdı

Mehtabı, acısıyla romanı, şiiri,
Şehrin günahlarını örten geceyi,
Saf, temiz örtüsüyle kışı sevmeli insan

Kış bahara, karanlık aydınlığa anlam,
Tezatlar tekdüzeliğe isyan
Mutsuz olurdu herkes,
Herkes mutlu olsaydı...
30.09.1999 Cevizlibağ 16:20
Özcan Günergök

BİR TREN DAHA KALKIYOR

Bekçiler dahil tüm şehir uykuda
Dışarıda sokak köpeklerinin sesleri
Başım ellerimin arasında,
Uykuya hasret gözlerimde yaşlar
Birden gecenin sessizliği yine yırtılıyor
Söz vermiştim ama affet sevdiğim
Görme beni, ağlıyorum

Bir kara tren giriyor yine gara
Sonsuzluk yolcularını almaya
Ellerim yine uzanır telefona
Yola çıkmanın korkusu ve bitmeyen sorgulamalar
Bilet iptal mi edilmeli yoksa...
Saniyeler, dakikalar, saatler geçerken
Yine yeni bir gün doğuyor
Ve içimde inanılmaz bir yaşama arzusu

Sevgilim bekleyesin beni
Her kaldırımında hatıralarını yaşadığım
Artık sensiz bu şehrin garından
Senin servilerle donanmış yeni şehrine
Bir tren daha kalkıyor
Bir tren daha kalkıyor bu gece
15.4.1999 İstanbul 13:55
Özcan Günergök

3 Ağustos 2007 Cuma

PAPATYALAR AÇTIĞINDA

Papatyalar açtığında
Hep kırlarda buluşur
Seninle aynı oyunu oynardık
çocukluğumuzdan beri

Ben gözlerimi kapar
Bir ağaca yaslayıp başımı
İçimden sayardım
Bir, iki, üç...

Sonra gözlerimi açar
Pes diyene kadar arardım
Seni bulamazdım
Saklanmakta ustaydın

Kazanmanın sevinciyle koşup
Bana sarılman vardı ya
Sarhoş ederdi beni sevgilim
Bir kadeh bile içmeden

Söylediler inanmadım gittiğine
Görmez misin papatyalar açtı
Yine kırlardayım
Başımı yasladım o ağaca
Bak kapıyorum gözlerimi
Sayıyorum içimden
Bir, iki, üç...

Duymuyor musun sevdiceğim
Hadi artık pes dedim...
04.04.1999 İstanbul 23:10
Özcan Günergök

KRAL VE MARTI

"Bir martı bulmalı dedi" kral
İlanlar verildi,
tellallar dolaştı tüm ülkede

Haber bizimkine ulaştı
Gencecik bir martı,
biraz safça,
"Aradıkları benim" dedi isyanla
Gözleri yaşlı ana-babasına
Bir sabah doğan güne karşı koyuldu yola
Karlı dağlar aştı,
öte diyarlara vardı

"Bu maviye fazla düşkün" dedi
Kralın soytarıları,
"yıllar oldu hizmete alınalı
unutamadı hala uçsuz bucaksız deryaları"
Buyruk saldı tahtında kurulu kızıl suratlı şişman
"Kahretsin! saraya bu da alışamadı
Akıbeti öncekiler gibi ola

"Gözleri bağlandı martımın
Ve bir sabah doğan güne karşı onu dönülmez yola vurdular...

Kulağımda hala son sözleri:
"Haddim değil söylemek belki kralım
Ama martıya mavi gerek bilesin
Çok istiyorsan sarayına
Muhabbet kuşu getirtesin...
13.4.1999 İstanbul 23:57
Özcan Günergök

DOĞUM GÜNÜ

Doğum günün kutlu olsun sevgili çocuk

Söylemesi güç olsa da
Nice nice yıllara...

Büyüyeceksin çocuk
“Kocaman” olacaksın amcan kadar
Çözeceksin
Anlam veremediğin sözlerini amcacığının
Küçük olmayı istediğin gün yeğenlerin kadar

Ve diyeceksin birilerine:
“Doğum günün kutlu olsun sevgili çocuk,
Söylemesi güç olsa da,
Nice nice yıllara”...
17.01.1999 İstanbul 05.38
Özcan Günergök

Web Syfası Üzerinden Fotoğraf Makinesi Ayarlarının Sonuçlarını Görme

Fotoğraf Makineniz ile manuel çekim yaparken ayarların fotoğraf kalitesini nasıl etkilediğini görmek için tıklayınız

Yukarılara Çıktığında


Bizim Troy

Karınca


1990 yılında Zenit ile çektiğim bir karınca fotoğrafı...

Martılar


Gene bir Bursa yolculuğu ve "Yalova-Topçular" feribotunu takip ederek simit isteyen martılar...

UMUT TÜRKÜSÜ

Ne sızlanırsın deli gönül
Gül ve geç yeis diyarından

Yarını gelmez günlerde
Karlı dağlar aşmadık mı
Sabaha kavuşmaz gecelerde
Pusulardan çıkmadık mı

Sırt sırta dövüşende
Ne hançerler yedik dostlardan
Vazgeçmedik yine de
Geçmedik dostluklardan

Gün doğdu, gün battı
Nehirler durdu, zaman aktı
Bizde ne inat bitti, ne sevda
Korkularımızı ektik toprağa

Gözyaşlarıyla suladık
Topraktan umudumuz bitti...
12.10.2000 Kadıköy 16:16
Özcan Günergök

DOSTLUK PERDESİ

Aynada yüzümü gördüm
Gözlerimden süzülen
Onun gözyaşlarıydı

Bir de ona bakıverdim
Ne göreyim!
Döktüğü benim gözyaşlarım

Adına dostluk dedikleri
Esrarlı perdeyi
Ben o gün araladım...
18.03.1999 İstanbul 23:35
Özcan Günergök

Sarı Kedicik


Beyaz


Beni Şair Edesin Diye


Kelebek


Pişman Olmayacağız


Darağacı


Fırat


Yalanlara Muhtacım


Martı


Seni Bir Deniz Bileceğim


Sana Ulaşmak


Sıranı Bekleyeceksin


İrem Barış'a


"Ya kızım mı olursa
Ne farkeder ki,
Öğütledim hayat arkadaşıma
adı gene barış olacak" demiştim bir şiirimde.
Kızım oldu,
adını barış koydum...

Umut


Gözyaşı


İçime Yolculuk


2 Ağustos 2007 Perşembe

Memleket

MEMLEKET
Bazan bir türküdür okursun
Uzaklarda bir dosta dair
Bazan bir şiirdir yazarsın
Ciğerine sılayı çeken şair
Sonra sevdiğine kavuşursun
Gün gelir de bitende hasret
Ne acı kalır sende, ne dert
Yanında dostun, kardeşin, sıladasın
Gayrı yoktur sana gurbet
Hasılı güzel şey şu memleket!
23.05.1999 İstanbul 14:38
Özcan Günergök

Papatya


1990 yılında Zenit ile çektiğim bir kare.

Martı


Çok Sıkıştım Bana Kontör Atsana!


Yaşam Bir Oyun

Yaşam bir oyun
Dünya kurulu sahne
Biçilen roller oynanmakta
Hem oyuncu
Hem seyirciyiz aynı anda
Oyunumun oyuncusu
Oyununun seyircisiyim
Ne sen bilet kes
Ne de ben keseyim
9.2.1999 İstanbul 01:35
Özcan Günergök

Kapımı Çaldı Çocukluğum


Senden Sonrası


1 Ağustos 2007 Çarşamba

Blog Arşivi